Selam müminin parolasıdır. Selam vermek sünnet, selamı almak ise farzdır. Peki doğru selam nasıl verilir? Başka ifadeler selam yerine geçer mi?
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Bir selâm ile selâmlandığınız zaman siz de ondan daha güzeli ile selâmlayın; yahut aynı ile karşılık verin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını arayandır.” (Nisâ, 86)
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular:
“Sizden biriniz din kardeşine rastladığında ona selâm versin. Eğer ikisinin arasına ağaç, duvar ve taş girer de tekrar karşılaşırlarsa, tekrar selâm versin.” (Ebû Dâvûd, Edeb 135)
Es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtuhû
(Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun)
Selâm, Cennet kelamıdır. Cennetin görevli melekleri müminlere selâm verecek, müminler birbirlerine selâm verecek ve bunlardan daha da önemlisi, bir adı da “es-Selâm” olan Yüce Allah, müminlere selâm verecektir. Demek ki selâm hem dünyada hem Âhirette müminlere sunulan çok önemli ikramlardan biridir.
DOĞRU SELAM NASIL VERİLİR?
Selâmın birçok veriliş tarzı vardır. Mesela “selâmün aleyküm”, “es-Selâmü aleyküm” ve en başta yazdığımız gibi “es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtuhû” şeklinde verilebilir. Bunlardan en sonuncusu daha makbüldür. Hepsinin manası da müminin esenlik, barış ve güven içinde olmasını dilemektir. Selâm alınırken de “ve aleyküm selâm” denir. Dileyen buna “ve rahmetullahi ve berekâtühû” ifadesini de ekler ki böylesi daha makbûldür.
BAŞKA İFADELER SELAM YERİNE GEÇER Mİ?
Bugün toplumumuzda selâm verilmeyip onun yerine bazen farklı ifadeler kullanılabiliyor. Mesela “günaydın”, “iyi günler”, “tünaydın”, “iyi akşamlar”, “iyi geceler”, veya bu cümlelerdeki iyi kelimelerinin yerine “hayırlı” kelimesi konularak buna benzer ifadeler kullanılıyor. Daha da ilginci baş hafifçe öne eğilerek veya sallanarak sembolik bir selâmlama yapılıyor. Bunlar, bir yönüyle güzel ifadeler olarak kabul edilse bile selâmın yerine geçebileceklerini iddia etmek mümkün değildir. Çünkü selâmın ihtiva ettiği mana ile bu ifadelerin taşıdığı anlam birbirinin yerini tutmamaktadır. Selâmda mümin kardeşimiz için Yüce Allah’tan esenlik, mutluluk, hayır, barış ve güven istemiş oluyoruz. Yukarıda geçen ifadelerde ise gerek lisânen gerekse kalben Yüce Allah’tan böyle bir temennide bulunmuş olmuyoruz. Belki de kuru bir ifade ile sathi bir iyilik dileğinde bulunmuş oluyoruz. Ayrıca Allah Resûlü nasıl selâm verileceğini göstermiş ve ümmetine öğretmiştir. İşte tarih boyunca Müslümanlar birbirlerine Allah Resûlü’nün öğrettiği şekliyle selâm alıp vermişlerdir. (Kaynak: Erdoğan Baş, Altınoluk Dergisi, Ocak-2003)